Reklam
Tarih : 2025-12-03 13:50:30

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kürt kardeşim kimin cellat olduğunu çok iyi bilir

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:

“Grup toplantımızın ülkemiz, milletimiz ve demokrasimiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Grubumuza teşrif eden değerli misafirlerimize hoş geldiniz, şeref verdiniz diyorum. Dayanışmanız için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.

Ekonomide yılın üçüncü çeyrek verileri geçen aydan itibaren açıklanmaya başladı. Kasım ayının ilk günlerinde yılın ilk 9 ayına dair turizm istatistikleri TÜİK tarafından milletimizle paylaşılmıştı. Buna göre, 2025 yılının ilk 9 ayında ülkemizi ziyaret eden kişi sayısı, geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 1,6 artarak 49 milyon 993 bine çıkmıştı.

Turizm gelirlerinde ilk üç çeyrekte 50 milyar doları yakalamıştık. Böylece tüm zamanların üç çeyrek rekorunu kırmıştık. Pazartesi günü açıklanan büyüme rakamları da oldukça müspet geldi. Ekonomimiz, 21 çeyrektir kesintisiz sürdürdüğü büyüme trendini 2025’in üçüncü çeyreğinde de devam ettirmiştir.

Türkiye ekonomisi, üçüncü çeyrekte yıllık bazda yüzde 3,7 büyüyerek istikrarlı seyrini korumuştur. Bu oranla OECD ülkeleri arasında dördüncü olduk. G20 ülkeleri arasında da beşinci sırada yer aldık.

Tabii tarımda, zirai don ve kuraklık kaynaklı hiç arzu etmediğimiz bir küçülme yaşadık. İnşallah bu yıl yağışların da bol ve bereketli olmasıyla tarımın toparlanmasını bekliyoruz.

Yıllıklandırılmış milli gelirimiz, 1,5 trilyon doları aşmıştır. Büyüme rakamlarımız, milletimiz için hayırlı, uğurlu olsun diyorum. Bir diğer önemli gelişme, ülkemizin risk primindeki düşüştür.

Bu sabah kasım ayı enflasyon rakamları açıklandı. Orada da umutlarımızı artıran bir tabloyla karşılaştık. Buna göre, kasım ayı enflasyonumuz 0,87 geldi. Temel mal enflasyonu yüzde 18’ler seviyesine indi. Hizmet enflasyonundaki düşüş ise sürüyor.

Deprem konutları ve sosyal konut projelerimizle birlikte kira enflasyonunda hızlı bir gerileme bekliyoruz. Bu güzel haberlerin de ülkemize, milletimize hayırlı olmasını diliyorum.

Her zaman söylediğim gibi Türkiye’nin hedefi, rotası, izleyeceği güzergah bellidir. Bu hedef, 86 milyonun tamamının refahını kalıcı biçimde artırmaktır.  

Bu hedef, 2028 yılında 1,9 trilyon dolarlık bir ekonomik büyüklüğe ulaşmaktır. Bu hedef, gelecek 3 yıl içinde mal ihracatımızı 375 milyar dolara çıkarmaktır. Bu hedef yine 3 yıl sonra turizmde 100 milyar dolar gelir elde etmektir. Bu hedef, ülkemize 2 trilyon dolar maliyeti olan terör belasına son vererek Türk ekonomisini şahlandırmaktır.

Ekonomi başta olmak üzere her alanda daha aydınlık bir Türkiye’ye inşallah hep beraber vasıl olacağız. Bu ülkeye yeni bedeller ödetmeyecek, bedel ödetmek isteyenlere de geçit vermeyeceğiz.

Suyu önce bulandırıp sonra da bulanık suda sazan avına çıkan simsarların oyunlarına gelmeyeceğiz.

Elbette ekonomide rakamlar, oranlar, karşılaştırmalar önemlidir. Ama aslolan 86 milyonun topyekun düşüncesi, fikri ve kanaatidir. Aslolan esnafın, tüccarın, emeklinin, emekçinin ne dediği, ne hissettiğidir. Bu süreçte sadece rakamlara, sadece oranlara bakmıyor, çarşıya, pazara, esnafa, tüccara, reel sektörün kalbinin attığı sanayi bölgelerimize de kulak veriyoruz.

Reel sektörden gelen talep ve şikayetleri daima dikkatle dinledik, bugün de hissiyatımız en üst seviyededir.

Kabine Toplantımız sonrasında KOBİ’lerimizle ilgili yeni bir müjdemizi paylaştık. Geçen yıl emek yoğun üretim yapan tekstil, hazırgiyim, deri ve mobilya sektörlerinde başlattığımız koruma programını devam ettiriyoruz. İstihdamını koruyan KOBİ’lerimize çalışan başına verdiğimiz aylık 2 bin 500 liralık desteği, 2026 senesinde 3 bin 500 liraya yükseltiyoruz.

Büyük ölçekli firmalarımızı da dahil edeceğimiz yeni programla 1 milyon 100 bin istihdamı koruyacak, emekçi ve sanayicimizin yanında olacağız. Yeni programımızın ekonomimize hayırlı olmasını diliyorum.

Son toplantımızdan bu yana uluslararası ilişkiler boyutunda oldukça yoğun bir mesaimiz oldu. Özellikle G20 Liderlik Zirvesi vesilesiyle bulunduğumuz Güney Afrika Cumhuriyeti’nde önemli temaslar gerçekleştirdik. Biliyorsunuz G20 ülkeleri, dünya ekonomisinin yüzde 85’ini, nüfusunun ise üçte ikisini temsil ediyor. Bu ülkeler, gerek iktisadi güçleri, gerek dünya siyasetindeki ağırlıklarıyla küresel sorunlara çözüm arayışında ön plana çıkıyor. Biz de G20’nin en aktif üyelerinden biri olarak çalışmalara gereken desteği veriyoruz.

Son 20 yılda Afrika’daki büyükelçiliklerimizin sayısı 12’den 44’e çıktı. Afrika ülkelerinin Ankara’daki temsilcilikleri ise 10’dan 38’e yükseldi. Kıtayla ticaretimiz, 20 senede 5 milyar dolardan 37 milyar dolar seviyelerine geldi. Hedefimiz ise 50 milyar dolar.

Doğrudan yatırımlarımız, 10 milyar dolara yaklaşırken, şirketlerimiz 97 milyar dolar değerinde 2 binden fazla proje üstlendi. Türk Hava Yollarımız, 41 ülkede 64 noktaya ulaşarak, kıtanın en geniş uçuş ağına sahip firmalarından biri oldu.

Afrika ve Afrika halkları, bizim kardeşimizdir. Bu kardeşlik hukukunun gereklerini yerine getirmek bizim görevimizdir. Bu hukuka 20 yıl boyunca hiç gölge düşürmedik, inşallah düşürmeyeceğiz.

Biz, her şeyden önce vicdan sahibi bir millet ve devletiz. En yakınımızdan en ücra köşeye kadar ulaşabildiğimiz her yere, imkanlarımız ölçüsünde el uzatmak bizim için çekinilecek bir durum değildir. Tam tersine Türkiye’nin alan el konumundan son 23 yılda veren el konumuna gelmesi ülkemiz ve milletimiz adına bir kıvanç vesilesidir.

Nasıl 103 bin tonu aşan insani yardımlarımızla Gazze’ye en fazla yardım gönderen ülkelerden biriysek neredeyse tüm dünyanın derin bir sessizlikle izlediği Sudan’daki trajediye de en fazla hassasiyet gösteren biziz.

Akan kanın bir an önce durması, Sudan’ın daha fazla kaosa sürüklenmemesi için yoğun çaba içindeyiz. Büyük ülke olmak, büyük millet olmak neyi gerektiriyorsa inşallah içerde ve dışarda biz işte bu tavır içerisinde olacağız.

Sizler de takip etmişsinizdir 2026 yılı, Türkiye açısından kelimenin tam anlamıyla bir uluslararası zirveler yılı olacak.

Gelecek nesillere bizim devraldığımızdan daha ileri bir ekonomi, daha güçlü bir demokrasi, daha caydırıcı bir savunma sanayii, daha itibarlı bir dış politika, daha iyi hizmet üreten bir bürokrasi teslim etmek amacıyla dur durak bilmeden çalışıyoruz.

İstiyoruz ki yarın veya ertesi gün değil, bizden 40-50 sene hatta bir asır sonra bile hayırlı, şükranla, minnetle yad edilen eserler bırakalım.

İstiyoruz ki çocuklarımıza her alanda müreffeh ve muzaffer bir ülke emanet edelim. İstiyoruz ki gençlerimize demokrasi standartları, hukuk standartları, yaşam standartları çok yüksek bir Türkiye teslim edelim.

KIZILELMA adını verdiğimiz insansız savaş uçağımız, MURAD isimli radarımızla tespit edilen bir savaş uçağını GÖKDOĞAN isimli füzemizle havadan havaya tam isabetle vurmayı başardı. Böylece KIZILELMA havadan havaya görüş ötesi hedefi vurabilen ilk insansız savaş uçağı oldu.

Türkiye, hava savunmasında çok stratejik bir imkana sahip olma yolunca ciddi bir üstünlük elde etti.

Milletimize bu gururu yaşatan tüm kurumlarımıza, bilim insanlarımıza, çalışanlara ve özel sektörümüze ülkem ve milletim adına buradan samimi tebriklerimi iletiyorum.

Şimdi çıkmış artık ismini bile duymaya tahammül edemedikleri selefi Kılıçdaroğlu gibi birilerini cellat olmakla itham ediyor. Neymiş? DEM Parti’nin Terörsüz Türkiye sürecine katkı vermesi Stockholm sendromu imiş. Yani celladına aşık olmakmış. İnsanda biraz utanma, mahcubiyet olur.

Şimdi bu beyefendiye sormak lazım. Sen ömrün boyunca hiç mi CHP’nin utanç lekeleriyle dolu tarihini okumadın? Tek parti faşizminin bu millete neler yaşattığını hiç mi öğrenmedin? Sen kimin cellat, kimin mağdur olduğunu bilmiyor olabilirsin ama benim Kürt kardeşim kimin cellat olduğunu çok iyi bilir.

Şimdi ardından timsah gözyaşları döktükleri Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamlarına kimin sessiz kalarak onay verdiğini benim milletim çok iyi bilir.

Terörle mücadele adı altında Tunceli’den başlayarak bizim dönemimize kadar Kürt kardeşlerimizin kanını kimin döktüğünü benim milletim çok iyi bilir.

Sayın Özel, hedef saptırmasın. Kendini boşu boşuna hiç yormasın. Eğer cesareti varsa ve bir cellat görmek istiyorsa aynaya baksın. Kendi tarihine baksın. CHP’nin geçmişine baksın. Celladı orada zaten görecektir.

Yönetim değişiyor fakat CHP, her şeye çıkar odaklı bakma alışkanlığından bir türlü kurtulamıyor.

CHP, zihin kodlarındaki faşizmi ve elitizmi dışa vuruyor. CHP’nin saklamaya çalıştığı gizli yüzü, niyeti, fikri ve zikri deşifre oluyor. AK Parti olarak bizim tavrımız bellidir. Onlar ne yaparsa yapsın biz Türk’ü ile Kürt’ü ile Arap’ı ile Çerkez’i ile Laz’ıyla tüm Türkiye’yi kucaklamaya devam edeceğiz.

Terörsüz Türkiye sürecindeki çalışmalarla ilgili şu hakikati bugün tarihe kayıt olarak düşmek istiyorum: Bundan 24 sene evvel 14 Ağustos 2001 tarihinde partimizi kurarken sergilediğimiz irade neyse 2005 yılında Diyarbakır’da ‘Bu sorun benim de sorunumdur’ derken ortaya koyduğumuz cesaret neyse 2013 yılında ‘Çözüm için baldıran zehri içmek gerekirse biz o baldıran zehrini de içeriz yeter ki bu ülkeye huzur gelsin, refah gelsin’  dediğimiz gündeki kararlılığımız neyse AK Parti olarak bugün de aynı iradeyi, aynı cesareti ve samimiyeti taşıyoruz.

Cumhur İttifakı, hedef, anlayış ve fikir birliği içindedir. Her fırsatta söylüyorum. Bugün tekrar altını çizerek ifade ediyorum. Allah’ın izniyle aziz milletimizin de hayır duasıyla bu sefer başaracağız.

Evlatlarımıza terörün karanlık gölgesinin düşmediği bir Türkiye’yi inşallah teslim edeceğiz.

Bu noktada ittifak ortağımız Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’yi hedef alan dünkü saygısız ve hadsiz açıklamaları asla tasvip etmediğimizi, kabul edilemez bulduğumuzu burada ifade etmek isterim.

Gerek parti sözcümüz, gerekse Dışişleri Bakanlığımız konuya dair rahatsızlığımızı açıkça dile getirmiş, gerekli diplomatik adımlar atılmış, izahat yapılması istenmiştir. Bu vahim hatadan bir an önce dönülmeli ve düzeltilmelidir.

Öte yandan bundan sonra sürecin biraz daha ivme kazanmasını ümit ediyoruz. İyimser konuşurken 23 yıllık tecrübelerimizin ışığında elbette şu riskleri de göz ardı etmiyoruz. Hedefe yaklaştıkça istismar mekanizmaları daha fazla devreye girecek. Terör bitince işsiz kalacak olanlar, bunu engellemek için daha fazla mesai yapacak. Türkiye’nin bu paslı prangadan kurtulmasını istemeyenler, son ana kadar vazgeçmeyecek. Bunların tamamının farkındayız. Ve hepsine de hazırlıklıyız.

Kardeşlerim unutmayın önce zihinlerdeki prangaları kırıp atacağız. Önce elimizi kolumuzu bağlayan, ufkumuzu karartan, vizyonumuzu daraltan zincirlerden kurtulacağız. Önce biz, kendimizi inanacak, kendimize güvenecek emin adımlarla geleceğe yürüyeceğiz.

Tüm misafirlerimize tekrar hoş geldiniz derken, hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Sağ olun, var olun, Allah’a emanet olun.”

 

  Hibya Haber Ajansı

© Copyright 2025 haberyayinagi.com Tüm Hakları Saklıdır.
Web sitemiz Hibya Haber Ajansı Abonesidir.