Reklam
Vakıf Katılım
Tarih : 2020-06-10 15:03:00

Pandemi sonrası yeni dünya düzeni bizi bekliyor

Günümüzün en önemli sorunu olan COVID-19 salgınının yayılımının önceden tahmin edilmesi ve önlem senaryolarının hızlı tespiti hem ülkelerin hem de organizasyonların hızlı ve etkin bir şekilde önlem alabilmesi için anahtar rol oynuyor.

Salgın Süresince Fedakarca Çalışan Tüm Çalışanlarıma Teşekkür Ediyorum, İşte “Aldağ’lı Olmak” Buna Deniyor

Yeni Koronovirus’ün ülkemize alınan önlemlerinde etkisiyle batılı ülkelerden daha geç ulaşmış olmasının bir şans olduğu düşünüyorum. Bu durumun etkisiyle Covid-19 etkilerini daha geç hissetmeye başladık. Bir bakıma “Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan belliydi” diyebilirim. Biz henüz Türkiye’de tek bir vaka dahi yokken idari personelin tamamı için evde çalışma sürecini başlattık. Uzun zamandır teknolojik altyapıya yatırım yaptığımız için uzaktan çalışma yöntemi ile şirket içi süreçlerimizin idamesinde hiçbir zorluk yaşamadık.

Manisa fabrikamızda ise üretim ve lojistik süreçlerimiz hiçbir aksaklığa mahal vermeyecek şekilde devam ediyor. Çalışanlarımızın sağlığını güvence altına almak için fabrikamıza, özel yazılımlı termal kameralar yerleştirdik. Bunlar günlük hayatta kullanılan termal kameralardan farklı, yüksek vücut ısısını anında tespit ettiği için sistem derhal uyarı mekanizmasını çalıştırıyor. Bunun yanı sıra sosyal mesafenin korunmasına yönelik bir dizi önlemi de hayata geçirdik. Şükürler olsun ki bugüne kadar herhangi bir olumsuz durumla karşılaşmadık. Biliyorsunuz çalışanlarımız bizim en önemli değerimiz, onların sağlığı bizim için tüm süreçlerin başında geliyor. Bu vesile ile pandemi süreci boyunca şirket iç süreçlerini devam ettirebilmek adına büyük bir özveri gösteren çalışanlarıma teşekkürlerimi sunuyorum. Son yıllarda herkesin konuştuğu “Aldağ’lı olmak” veya “Aldağ ruhu” nedir bir kez daha şahit oldum.

Ofislere Dönüş Kademeli Olmalı

Ayrıca bir başka önemli konuda ofislere geri dönüş sürecinde kademeli bir politika izlenmeli. Öncelikle çalışanlar arasında bir tedirginlik olmamalı. Şayet böyle bir durum varsa hassasiyetlere dikkat edilmeli. Bunun yanı sıra evden çalışma süreci boyunca herhangi bir aksama yaşamayan departmanlar varsa, buralarda geri dönüş daha ileri bir vadeye bırakılabilir. Bunun yanı sıra tüm departmanların aynı işe dönüşüne gerek olmadığını düşünüyorum. İşe dönüş sürecine başlamış departmanların yarı eleman kapasitesiyle ve rotasyon sistemine dayalı bir çalışma metodu izlemeleri gerek. Ayrıca toplu taşıma araçlarını kullanmak durumunda olan çalışanların mutlak surette evden çalışma sürecine devam etmeleri son derece önemli. Bunun dışında bir önemli hususta, tüm çalışanların acil bir durum halinde çok hızlı biçimde yeniden evden çalışma sürecine dönmeye hazırlıklı olmalı.

Pandemi Sonrasında Yeni Bir Dünya Düzeni Bizi Bekliyor

Tabii Pandemi sonrasında hem Türkiye, hem de dünya ölçeğinde geniş çaplı sosyo ekonomik değişimler olacak. Öncelikle dijitalleşme, otomasyon ve uzaktan yönetim, hayatın ve ekonominin tüm süreçlerini etkisi altına alacak. Bu durum bir yandan da siber güvenlik tehdidini artıracak. Kişisel verilerimiz sürekli tehdit altında olacak.

Ancak tüm bunların ötesinde dünya üzerinde tıpkı büyük buhranda olduğu gibi finansal kaynakların çok azalacağı bir döneme girilebilir ve bu durum ülkeleri tekrar korumacı ekonomik politikalar uygulamaya zorlayabilir. Bunun neticesinde zengin ve fakir ülkeler arasında sınıf çatışmalarının ortaya çıkabilmesi mümkün gözüküyor.

Ancak ben bu süreçte hızlı ve doğru kararlar alan ülkelerin yeni dünya düzeninde çok daha konumları olacağına inanıyorum.

Türkiye’de Pandemi Sürecinin Gayet İyi Yönetildiğini Düşünüyorum

Şahsen Türkiye’de pandemi sürecinin gayet iyi yönetildiğini düşünüyorum. Zaten bu, DSÖ’nün (Dünya Sağlık Örgütü) beyanlarıyla da tescillendi. Vaka sayısı, entübe sayısı, ölüm sayısı ve toplam vaka oranına baktığınızda batı Avrupa ülkeleri ve ABD’ye göre gayet iyi durumdayız. Günlük test sayısı oldukça yüksek. Maske sıkıntımız yok. Bugüne kadarki sağlık altyapı yatırımları da sürecin idaresinde son derece önemli bir paya sahip. Yoğun bakım ünitelerinin ve aspirasyonların sayısı pandemiyle mücadelede destekleyici unsur oldu. Karantina uygulamalarının mümkün olduğunca sosyo-ekonomik hayatı etkilememesine dikkat edildi. Unutmayalım ki bir aylık sokağa çıkma yasağının ekonomik bedeli 12 milyar dolar.

Pandemi Sürecinin Dünya Ekonomisine Etkileri Derin ve Uzun Vadeli Olacak

IMF’in açıklamalarında Yeni Tip Koronavirüs (Covid-19) salgınının tüm dünyada “2008 küresel mali krizinden çok daha kötü ve benzeri görülmemiş ekonomik krize” yol açacağı belirtiliyor.

IMF, 1 Trilyon dolarlık finansal kapasitesini Koronavirüsten etkilenen ülkeler için kullanmaya hazır olduğunu belirtti ve şimdiye kadar 90’dan fazla ülkenin kendilerinden yardım talebinde bulunduğunun altını çizdi.

Koronovirüse karşı “en savunmasız” ülkelerin ise “ekonomileri yükselen ve gelişen ülkeler” olduğu sık sık vurgulanıyor. Yine IMF’in açıklamalarında acil finansman desteği konusunda şimdiye kadar böylesine artan bir taleple karşılaşılmadığı da belirtiliyor. Yerleşik kanı da Covid-19 salgınının küresel ölçekte “2008 küresel mali krizinden çok daha kötü ve benzeri görülmemiş bir ekonomik krize” neden olacağı yönünde.

Bazı ülkelerin halklarının geçiminin sağlanması ve ekonomik çöküşten kurtulmaları için borçlarının hafifletilmesi şart. Bu durum karşısında küresel ekonomik kriz döneminde uygulanan genişlemeci para politikalarına dönen merkez bankalarının hemen hepsi faiz indirdi, tahvil alımları açıkladı. Atılan adımların piyasalarda istenilen tepkiyi yaratmaması üzerine ABD Merkez Bankası (Fed), sınırsız tahvil alımını duyurdu ve başka bir anlamla “kim, neye, ne kadar ihtiyaç duyuyorsa” mesajını verdi.

Pandeminin “yayılma hızı” karşısında çaresiz kalan ülkeler, çözümü, “süreci kontrol altına alana kadar insanların evlerinden çıkmamasında” buldu. Ekonomide tüm işleyişi değiştiren ve işsizlikte artışa neden olan bu çözüm için hükümetler de kesenin ağzını açmak zorunda kaldı tabii.

İhracat kanalını vuran bu sürecin üretimi azaltması, arz şokuna neden olurken, eve kapanan ve gelir endişesi içine giren toplumun harcamalarını düşürmesi de talep tarafında şok yarattı. Bu sürece, Rusya ve Suudi Arabistan’ın petrol üretimini artırma konusundaki restleşmesi de eklenince küresel ekonomide sorunlar derinleşti.

Şu ana kadar pandeminin küresel ekonomiye etkilerine dair somut neticelere varılmamışken, kesin olan tek şey hükümetlerin trilyon dolarlara varan teşvik paketlerinin bu krizi çözmeye yeterli olamadığı. Yani evden çıkamayan bir insanın banka hesabına para yatırmanızın, ekonomiye faydası çok sınırlı olur ya da olmaz. Küreselleşen dünya ve gelişen finansal piyasalar sonucunda son yıllarda krizler sıklaşsa da 2008 finansal krizinden kalma yorgunluk ve kırılganlıklar da çözüme ulaşılmasını zorlaştıran faktörler olarak öne çıkıyor.

Sonuç olarak şu an için pandeminin etkileriyle ilgili olarak net bir tablo ortaya koymanın zor olduğunu düşünüyorum. Kesin olan şey dünya ekonomisinin geleceğini para ve mali politikalar kadar teknolojik gelişmeler de belirleyecek.

Hibya Haber Ajansı

© Copyright 2024 haberyayinagi.com Tüm Hakları Saklıdır.
Web sitemiz Hibya Haber Ajansı Abonesidir.