Marbaş Menkul Değerler’in raporunda TCMB Başkanı Karahan'dan gelen açıklamaların önemsendiği belirtildi. Raporda şu değerlendirmelere yer verildi:
“Bu çerçevede vurgulara dikkat çekmek istersek: Finansal koşullardaki sıkılık korunurken dezenflasyon süreci devam ediyor. Kredi büyümesi dezenflasyon patikası çerçevesinde ilerliyor. Finansal piyasalardaki fiyatlama süreçleri politika faiz oranı ve beklentilerdeki gelişmelerle şekilleniyor.
“Makroihtiyati çerçevede alınan aksiyonları YP kredileri yavaşlattı. TL varlıklara olan ilgi gelişmelere rağmen güçlü kaldı. Son yaşanan gelişmelerin etkisi Türkiye kredi risk primi (CDS) üzerinde etkisi çok sınırlı oldu. CDS'in güçlü kalması çerçevesinde firmaların ve bankaların yurtdışı piyasalardan borç yenilemeleri yüksek seyretmektedir. Bankalardaki aktif kalitesi bozulması çok sınırlı gerçekleşti. Bankalar nezdinde ihtiyatlı karşılık politikaları, sermaye ve likidite tamponları risklerin yönetilebilir seviyede kaldığını gösteriyor.
“Bu çerçevede bankacılığın süreçten net etkilendiğini gösteriyor. TCMB Başkanı Karahan'ın özellikle bankacılığa vurgusu beklenenden fazla etkilerin olduğunu göstermektedir. Finans sıkılığı makroekonomik tarafta özellikle bankacılığı olumsuz etkilemesi 2023 Haziran'dan bu yana kademeli 2024 Mart'tan bu yana güçlü sürüyor. Net faiz marjı genişlemeleri 2025 1. çeyrekte kısmen toparlanmış gibi görünse de beklentilerin altında kalan bir yapı gözlemlediğimizi hatırlatalım. 2. çeyrekte de bul sürecin artarak sürmesini beklemekle beraber 3 ve 4. çeyrekten itibaren sürecin kademeli toparlanmasını bekleyebiliriz.
Küresel ticaret politikalarında yaşanan belirsizlikler, piyasadaki oynaklığı artırırken portföy yatırımları olumsuz etkilenmiştir. Ticari kredi büyümesi yataya yakın seyir İzlerken, mart ayından itibaren büyüme kompozisyonu TL lehine gelişti. Bireysel kredi büyümesinde bireysel kredi kartı ve ihtiyaç kredisi belirleyici olmaya devam ederken, bireysel kredi büyümesi bir miktar hız kaybetti.
“Finansal koşullardaki sıkılaşmanın aktif kalitesi üzerindeki olumsuz etkisi sınırlıdır. Reel sektörün finansal borçluluğundaki gerileme devam ederken, borçluluk emsal ülke ortalamasının belirgin altındadır. Hanehalkı borcunun milli gelire oranında belirgin düşük seviye korunurken, finansal varlık kompozisyonunda TL cinsi varlıkların ağırlığı artmıştır.
“Bankaların TL ve YP likidite tamponları güçlü seyrediyor. Küresel belirsizlikteki artışa rağmen, bankaların yurtdışından temin ettiği YP finansman artmaya devam ediyor. Finansal piyasalarda yaşanan gelişmelerin ve fonlama maliyetlerindeki artışın banka bilançoların etkisinin yönetilebilir düzeyde olduğu gözlemleniyor. Bankaların karlılığında toparlanma eğilimi gözlemlenmektedir. Sermaye yeterliliğine yasal sınırların üzerinde ve uzun dönem ortalamasına yakın seyretmesi, sektörün dayanıklı olduğuna işaret ediyor.
“Sonuç olarak, makroekonomik koşulların süreçlere net etki yarattığı ve büyümelerin beklentilerin altında seyrettiğini gözlemliyoruz. 2.çeyrekte büyümenin sınırlanmasından itibaren 3 ve 4.çeyrekten itibaren kademeli toparlanmanın sürmesini bekliyoruz. Türkiye'nin 2025 yılında yüzde 3, 2026 yılında yüzde 3,5 büyüyeceğini tahmin ediyoruz.”
Hibya Haber Ajansı
© Copyright 2025 haberyayinagi.com Tüm Hakları Saklıdır.
Web sitemiz Hibya Haber Ajansı Abonesidir.